Elektromıknatıs

Elektromıknatıs

Akımın iletken bir tel üzerinden geçerken tel çevresinde manyetik bir alan oluşturması ve iki adet akım taşıyan telin, akımın yönüne göre değişmekle birlikte birbirini çekmesi ya da itmesi, 1820 yılında Hans Oersted ve André Marie Ampère'in kaleme aldığı bağımsız çalışmalarda belirtilmiştir (elektrikte bir akım şiddeti birimi olan amperin adı da Ampère'den gelmektedir). Londra'nın Woolwich bölgesindeki Kraliyet Akademisi'nde görevli olan William Sturgeon (1783-1850) ise bu çalışmaların önemini anlayan ilk kişi olmuş ve elektromanyetik (elektromıknatıs) aygıtları birer oyuncak olmaktan çıkarıp ağırlık kaldırabilen birer makineye dönüştürmeyi başarmıştır.

At nalı şeklinde bir demiri akım taşıyan bir tel ile çevrelediğinizde ve bu tele akım verdiğinizde nal, metal kaldırabilen bir aygıt haline gelir. Tam tersine akımı kestiğinizde ise bu demirin kaldırma gücü kesilir. Bu aletin gücü, elektrikle kontrol edilebilir. Elektrik kilometrelerce uzunluktaki bir tel üzerinde hareket edebildiğinden, telin bir ucuna yerleştirdiğiniz akımı kontrol edebilen bir düğme, telin diğer ucundaki bir makinenin bir zili çalmasını ya da bir kaldıracı hareket ettirebilmesini sağlayabilir. Birleşik Devletler'de bir matematik ve fizik profesörü olan Joseph Henry (1797-1878), Sturgeon'ın elektromıknatısını, teli yalıtarak ve onu sarmal sayısını arttırarak iyileştirdi. Henry'nin elektromıknatısı, 1040 kilogramlık bir yükü kaldırmayı başararak o zaman bir dünya rekoru kırdı. Henry, Princeton'a 1832 yılında taşındığı zaman, elektromıknatıs aygıtını laboratuvarını evine bağlamak için kullandı. Bu aygıt, aynı zamanda ilk kullanılabilir telegraf sistemini de oluşturmuş oldu. Henry, S. F. B. Morse ve Charles Wheatstone, kendilerini telegrafın mucidi olarak ilan etmişlerdir.