Spatula'yı olduğu gibi kabul etmek çok kolaydır. Mutfağınızda, çatalların, kaşıkların, bıçakların arasında öylece sessizce durur. Spatulanın tarihi hakkında çok az kişi bilgi sahibi olmakla birlikte, spatulanın mucidini bilen kişi sayısı çok daha azdır. Ancak biraz düşündüğünüzde eğer spatula olmasaydı, bugün yemekleri pişirme şeklimiz çok daha farklı olabilir, ya da severek yediğimiz pek çok yemek masalarımızda olmayabilirdi. Ne zaman yemek pişirmeye kalksak spatulayı kullandığımızdan ötürü gelin hep birlikte spatulanın mucidi John Spaduala'nın hayatına bir bakalım.
Erken yaşamı
Spaduala'nın çocukluk yılları hakkında pek bilgi sahibi değiliz. Hangi ülkede doğduğu ve hatta ne zaman doğduğu hakkında bile her kafadan bir ses çıkmaktadır. Spaduala her ne kadar ailesinin 1860larda Fransa'dan ya da İtalya'dan Amerika'ya göç ettiğini söylese de onu tanıyan insanların onun Doğu Avrupa şîvesine sahip olduğunu ve bu şîvesini hiçbir zaman kaybetmediğini söylerler. Hayatının sonlarına doğru Spaduala aslında Polonya doğumlu olduğunu söyler ancak bunun ne kadar doğru olup olmadığı tarihçiler arasında bugün bile tartışma konusudur.
1880lerin sonlarına doğru Spaduala, New York'ta bir lokantada şef yardımcısı olarak çalışıyordu. Bu dönemde gelecekte dünya evine gireceği karısı Ethel ile tanışan Spaduala, büyük miktarda yemeği çabuk ve verimli bir şekilde pişirebilmesine yardımcı olacak mutfak aletleri icat etmeye başladı.
Yardımcılığını yaptığı Şef Hans Krugar'ın vahşî ve çabucak sinirlenen bir kişiliğe sahip olduğu söylenir. Hatta bir keresinde Spaduala'nın hazırladığı güveç yemeğine yeteri kadar pancar koymadığı gerekçesiyle Krugar'ın tencerenin kapağıyla Spaduala'nın eline sertçe vurduğu ve bunun sonucunda da Spaduala'nın sağ elinin küçük parmağını kullanamaz duruma geldiği, orta parmağının ve yüzük parmağının ise kırıldığı söylenir. İyileşen parmakları eski görünümüne kavuşmadığı için eğri durumda kalmaya devam etti ve Spaduala bundan büyük rahatsızlık duydu. Hatta kendisinin sağ elini sürekli cebinde tuttuğu ve ellerini kullanmak zorunda olduğunda da durumunu sürekli olarak gizlemeye çalıştığı söylenir.
Kimilerine göre John'un geçirdiği bu kaza, kendisinin spatulayı icat etmesine ilham vermiştir zîrâ John sağlak birisi olduğundan ancak kazadan sonra bu elini verimli bir şekilde kullanamadığından kendisi verimli bir şekilde yemek pişirebilmesine yardımcı olabilecek aletler icat etmeye başlamıştır. Hatta "gereklilik icatların anasıdır" sözünün John Spaduala tarafından söylendiğine inanılır.
Spaduala'nın ilk icatları
Spaduala'nın ilk icat ettiği mutfak aracı, bir çubuğun üzerine birkaç sıra çivinin çakıldığı bir araçtı. Spaduala, bu aracı lokantanın kalabalık olduğu sabah kahvaltısı sırasında çok miktarda yumurtayı çırpmak için kullanıyordu. Kendisinin ayrıca yiyecekleri ince bir şekilde doğramasına yarayacak bir tür kesici aleti ve farelerin derisini kısaca yüzmesine yardımcı olacak bir başka aleti de icat ettiğine inanılır.
Spatula ilk icatlarının kaydını ne yazık ki tutmadı. Tarihçiler her ne kadar başarısızlıkla sonuçlansa da Spaduala'nın pek çok mutfak aletini icat etme girişiminde bulunduğunu belirtirler. Spaduala'nın ellerinde ve kollarında sürekli kesik izleri vardı. Onun çevresindekiler bir ucu çatal diğer ucu bıçak olan bir aletin icadı üzerinde yıllarca çalışmasının sonucu bu kesik izlerinin oluştuğuna inanırlardı.
Spatula'nın icadı
Sağ eli artık verimli bir şekilde çalışmadığından Spaduala, ekmek dilimleri üzerine tereyağı sürmekte zorlanıyordu. Özellikle kimi zaman onlarca hatta yüzlerce dilim ekmeğe tereyağı sürmesi gerektiği zaman Spaduala bıçak yerine avucunun iç yüzeyini tereyağı sürmek için kullandı. Daha sonra düz bir tahta parçasını kullanmaya başlayan Spaduala, daha sonra yüzeyi çok yumuşak ve ince bir hale gelene kadar zımparalanan esnek bir tahta parçasını kullandı ve ilk zamanlarında bu alete tutacak olarak pirzola kemiği bağladı. Ortaya çıkan bu alete o dönemde "Spaduala aracı" adı verildi.
Spaduala aracı, kendisinin icat ettiği diğer icatlarla birlikte çalıştığı mutfakta yoğun bir şekilde kullanılmaya başladı ve bu, Spaduala'nın spatula üzerinde daha da çalışarak onu mükemmelleştirmeye ilham kaynağı oldu. İlk olarak kullandığı pirzola kemiğini ahşap bir tutamaç ile değiştirerek aletin daha sağlam bir şekilde tutulabilmesini sağladı. Daha sonra da esnek ahşap parçasını düz bir metal parçası ile değiştirdi.
Spatula kullanımının yaygınlaşması
Spaduala'nın geliştirdiği bu alet, kısa süre içerisinde çevredeki lokantalarda çalışanlar arasında kulaktan kulağa yayıldı. Kısa süre içerisinde pek çok üretici, kendi yaptıkları spatulaları sokaklarda satmaya başladı ve alıcılarına yemek pişirmenin bu alet sayesinde çok daha kolay olacağını söylüyorlardı. Aşağı yukarı bu dönemde kurabiyelerin de icat edildiğine inanılır zira spatuladan önce kurabiyeleri fırın tepsisinden almak mümkün değildi.
Dünya'nın yüksek miktarda üretilen ilk spatulası, 1887 yılında The New York Spatula Company tarafından geliştirilmiştir. Her ne kadar Spaduala'nın adı üzerinde çok az bir değişiklik yaparak kullanmasına rağmen Spaduala bu şirketten herhangi bir para almadı. Bu durum kısa bir süre sonra mahkeme salonlarına taşınacak ve yıllarca sürecek bir davanın konusu olacaktır.
Spaduala'nın spatula davası ve sonuçları
1888 yılının Şubat ayında Spaduala, The New York Spatula Şirketi'ne, kendisine ait olan bir tasarımı izinsiz olarak kullandıkları gerekçesiyle dava açtı. Bu da yetmezmiş gibi Spaduala'nın eski patronu Hans Krugar, spatulanın kendi icadı olduğunu iddia ediyordu.
Dava 7 yıl sürdü ve sonunda davayı The New York Spatula Şirketi kazanarak, Spaduala'nın spatulayı icat etmediğini ve sırf isim benzerliği sebebiyle bundan faydalanmaya çalıştığını iddia etti. Bu zamana kadar Kruger'in saygınlığı da mahkeme salonunda gösterdiği tutarsız ve agresif tavırları sebebiyle tümüyle yok olmuştu.
Bunu takip eden yıllarda Spaduala, icadının yakaladığı başarıyı yeniden canlandırmak istedi ve tüm icatları için patent başvurusunda bulundu. Yüzlerce patenti üzerine almaya çalışan Spaduala'nın başvurularının çoğu, halihazırda kullanımda olan mutfak aletleri olduğundan kabul edilmedi. Ayrıca diğer icatlarının çoğu ya tümüyle kullanışsız, ya da kimsenin ihtiyacı olmayan icatlardı. Spaduala'nın icatlarından birisi, kendisinin 1901 yılında icat ettiği "sandviç-döver" isimli bir aletti.
Spaduala, 1909 yılında nedeni bilinmeyen bir şekilde hayatını kaybetti. Ölümünden 11 yıl önce Spaduala'nın karısı, Spaduala'yı kovmuş olan eski patronu Hans Krueger için terk etti.
Tarihî anlaşmazlık
2006 yılında Amerikan Tarihi Dergisi'nde "John Spaduala: Sahtekârlığın Unutulmuş Dahîsi" isimli bir makâle yayımlandı. Bu makâlede Keith Manangena, Spaduala'nın aslında spatulayı îcat etmediğini ve gerçekten de sırf isim benzerliğinden ötürü bu durumdan faydalanmaya çalıştığını belirtmiştir.
Manangena'nın bu tezi, Spaduala'nın hayatının ilk dönemleri hakkında çok az şey bilinmesine dayanmaktadır. Manangena, Spaduala'nın Krugar'ın lokantasında çalışmaya başlamadan önce garip görünümlü insanların sergilendiği bir gösteride, sağ elindeki bozukluktan ötürü "Yengeç Çocuk" olarak yer aldığını belirtmiştir. Şehirden şehire gezen bu karnaval, insanlardan yüzlerce dolar alarak onların bu garip görünümlü insanların varlığına inanmaları konusunda kandırıyordu.
Ne yazık ki Spaduala'nın spatulayı gerçekten icat mı ettiği, yoksa sırf isim benzerliğinden ötürü bu durumdan fayda sağlamaya çalışıp çalışmadığını hiçbir zaman bilemeyeceğiz.
Kaynak: Spatula Planet