Rusyalı Doktor Osip Krichevsky, ilk süt tozunu 1802 yılında buldu. Süt tozu, sütün kurutulması ya da sıvısının katı maddesinden ayrıştırılması yolu ile elde edilir. Bu işlem sonucunda saf beyaz bir pudra meydana gelir. Ayrıştırma işlemi, az miktarda bir sütün ısıtılmış bir kutuya püskürtülmesi ya da bir miktar sütün ısıtılmış bir yüzeye dökülmesinin ardından kuruyan süt katmanının kazınması ile gerçekleştirilebilir. Dondurma yöntemi ile kurutma da bir diğer ayrıştırma yöntemidir, zira dondurarak kurutulan süt, besin değerlerini büyük miktarda korur ve aynı zamanda sütün daha da güçlendirilerek besin değerlerinin arttırılması bu yöntemle mümkün. Süt tozu, bu yöntemle normal süte oranla çok daha uzun bir raf ömrüne sahiptir zira kuru ortamlar, bakterilerin üremesi için pek elverişli değildir.
Uzun raf ömrününün yanısıra süt tozunun sıvı süte oranla başka avantajları da bulunmaktadır. Süt tozunun buz dolabında tutulmasına gerek olmayışı ve normal süte oranla çok daha hafif olması, gelişmekte olan ülkelerde süt tozunun uzun mesafelerde taşınmasını, görece pahalı olan soğutuculu yemek taşıma oranlarına gereksinim duyulmadan mümkün kılar.
Süt tozu ayrıca modern bilim dünyasında kendisine farklı kullanım alanları da bulmuştur. Elektriksel ortamda jel üzerinde göç ettirilen ve fraksiyonlarına ayrılan protein veya nükleik asitlerin bir destek tabakaya aktarıldıktan sonra özgül olarak belirlenmesi yöntemi, modern bilimde sıkça kullanılmaktadır.
Ayrıca bakınız: Hazır kahve, konserve yemek, vakumlu kavanoz, süt / krem ayrıştırıcısı.