X ışınları (X-rayler), Dünya'nın atmosferi tarafından emilirler bu sebeple bu ışınları görmek isteyen bir kişinin atmosferin üzerine çıkması gerekir. NASA'nın Uhuru (1970) ve Birleşik Krallık'ın Ariel V (1974) uyduları, dönerek sabit bir şekilde durabilen uydular (spin-stabilized satellite) olup, 400'ün üzerinde parlak X ışınını keşfetmişlerdir. Astronotlar, X ışınlarının yıldızların öldükten sonra saçtığı maddelere yönelik hayatî önem taşıyan bilgiler içerdiğini keşf ettiler. Özellikle süpernova patlamaları ve beyaz cüceler, nötron yıldızları ve kara delikler hakkında X-ray ışınları sayesinde çok sayıda bilgi sahibi olabiliriz. X ışınları güneş patlamaları gibi enerji yüklü etkinlikler sonucunda ortaya çıkan radyasyonun önemli birer parçasıdır.
Uzay teleskoplarının gelişiminde iki önemli teknolojik gelişme büyük bir rol oynamıştır. Bunlardan birisi, aynı odaklı ayna sistemlerinin inşası, diğeri de gaz sıkışmalarının orantılı sayaçlarının iki boyutlu X ışını röntgenlerinin çekilebilmesi olmuştur. Bu iki teknolojiyi kullanan Birleşik Devletler, 2 Kasım 1978 tarihinde HEAO-2 (High Energy Astrophysical Observatory) yörünge uydusunu uzaya fırlattı. Uydu bünyesinde tam kapsamlı bir X-ray teleskopu barındırıyordu.
HEAO-2 başarılı bir şekilde yörüngeye yerleşip işlevsel bir hale geldikten sonra uyduya "Einstein" ismi verildi. Einstein, uzaydaki tüm astronomik varlıkların X-ray ışınlarını emdiğini ortaya çıkardı. Ayrıca bu teleskopun açısal çözünürlüğü (bir kavisin birkaç saniyesi) ve hassaslığı o kadar doğruydu ki, Kuğu takım yıldızının süpernova kalıntılarının haritası bile çıkarılabiliyordu. Einstein bünyesindeki enstrümanlar, Uhuru'da bulunanlarınkine kıyasla bin kat daha hassastı.
Einstein, 1981 yılının Nisan ayına kadar yörüngede kalmaya devam etti. Ardından Exosat, Rosat, Chandra ve XXM Newton uyduları da, Einstein'ın izinden giderek daima bir önceki uyduduan daha hassas X-ray teleskopu ve ilgili ekipmanlarını bünyelerinde barındırdılar. Bu uydular yeni kaynakları keşfetmekle birlikte, X ışınlarının pek çoğunun, materyalin etkin gökada çekirdeğine düşmesi ile birlikte emildiğini de ortaya çıkardı.
NASA için uzay halen önceliğini koruyor. Eğer başarılı olamazsak, kaybetme riski ile karşı karşıya kalırız.
Dan Quayle, ABD Başkan Yardımcısı (1989-1993)