Birisine internet üzerinden elektronik posta gönderdiğimizde çoğumuz gönderdiğimiz mesajın nasıl karşı tarafa, ikimizin arasında doğrudan bir kablo bağlantısı bulunmamasına rağmen neredeyse anında iletilebildiğini merak etmez. Ancak İletim Kontrol Protokolü (Transmission Control Protocol - TCP) ve Internet Protokolü'nün (Internet Protocol - IP) merkezsizleştirilmiş sihri olmadan bu önemli olayların gerçekleştirilmesi mümkün olmazdı. TCP ve IP birbirlerinen bağımsız iki farklı ağ protokolüdür ancak birbirleri ile o kadar alakalıdır ki genellikle birlikte anılırlar.
Robert Kahn ve Vinton Cerf'in yanı sıra diğer bir grup kişi tarafından geliştirilmiş olan internet protokolü ilk kez 1983 yılında Birleşik Devletler Hükümeti'nin Gelişmiş Araştırma Projeleri Kurumu'nda (Advanced Research Projects Agency - ARPA) yer alan paket değiştirme ağında kullanıldı. TCP ve IP giderek artan sayıdaki uzak ağların birbirleri ile iletişim kurabilmelerine ve kısa bir süre sonra da olgunlaşarak İnternet'in oluşmasına yardımcı olmuştur. Özünde TCP ve IP birbirlerinin katmanı durumundadır. Üst katmandaki TCP'nin görevi, gönderici tarafında olduğunda gönderilen dosyaları ya da mesajları daha küçük parçacıklara bölerek onların aktarımını; alıcı tarafında olduğunda ise alınan parçaları birleştirerek gönderildiği zamanki halini almalarını sağlamaktır. Alt katmandaki IP'nin görevi ise her bir paketin adreslenmesini ve yönlendirilmesini, bu sayede aktarım halindeki paketlerin istenilen yere ulaşmasını sağlamaktır. Her bir veri parçacığının takip ettiği yol, birbirlerinden farklı olabilir. Bunu, bir kitabın sayfalarını farklı yollardan alıcıya göndermeye ve alıcının aldığı sayfaları tekrar sayfa sırasına göre dizerek kitabı oluşturmasına benzetebilirsiniz.
İnternet sayesinde bir ağda yer alan her bir katman üzerinde, herhangi bir merkezin kontrolü altında olmadan yenilik yapabilmemizi sağlamaktadır.
Vinton Cerf