MOSFET

MOSFET

Lazer ve radar gibi bazı kelimeler o kadar yaygındır ki aslında çoğumuz bu kelimelerin birer kısaltma olduklarını bilmeyiz ve bu kısaltmaların kökeni hakkında da pek bilgi sahibi değilizdir. Elbette bunun gibi kısaltmalar kullanılarak anılan ancak halk arasında popüler olmamış, tıpkı lazer ve radar gibi bahse değer pek çok buluş mevcuttur ve MOSFET, kesinlikle bu kategoride yer alır. MOSFET, 1959 yılında Bell Laboratuvarları'nda görevli Dawon Kahng ve Martin M. (John) Atalla tarafından icat edildi.

Bir MOSFET'in (metal oxide semiconductor field effect transistor - metal oksit yarı iletken alan etkili transistör) hareketli parçaları yoktur. Genel olarak N P N harfleri ile anılan üç materyalden oluşan bir sandviç şeklini düşünerek onun biçimini ve işlevini kabaca anlayabiliriz. Teller sandviçimizin iki N bileşenine bağlıysa akım gerçekleşmez. Bunun nedeni, P tabakasının farklı elektriksel özelliklerinden kaynaklanmaktadır.

Peki bir akımın gerçekleşmesini nasıl sağlayabiliriz? Garip bir şekilde, P tabakasının bir tarafını yalıtımı iletken olmayan bir malzeme ile kaplamalı ve daha sonra bu izolatörün üzerine bir metal plaka yerleştirmeliyiz. Bu hâlâ bir akıma izin vermez, ancak metal plaka ("geçit" olarak adlandırılır) ona uygulanan bir voltaja sahip olduğunda, iletken olmayan materyalden ve altındaki P tabakasına bir elektrik alanı oluşur. Elektrik alanı, P katmanındaki pozitif yükleri iterek onları uzaklaştıracaktır. Bu, P katmanında NPN sandviçindeki iki N katmanı arasında iletime izin veren bir "kanal" yaratır ve bu sayede akım gerçekleşmiş olur.

MOSFET küçük ve önemsiz görünebilir ancak daha büyük şeyler için üretilmiştir. Bir anahtar ya da amplifikatör görevi görebilir, minyatürleştirme için uygun olduğunu kanıtlamıştır, düşük ısı profillerine sahiptir ve onu üretmek ucuzdur. Temelde modern bilgisayarda kullanılan entegre devrelerin standart bir bileşeni olmak için gereken tüm özelliklere sahiptir.